31 Mayıs 2020 Pazar

Aloe Vera

Aloe Vera Nasıl Yetiştirilir?

• Yapraktan Aloe Vera Yetiştirmek

• Sürgün Kullanarak Aloe Vera Yetiştirmek

• Yapraktan Aloe Vera Yetiştirmek: Yapraktan aloe vera yetiştirmek mümkün olsa da yaprağın kök vermesi oldukça zayıf bir ihtimaldir.  Aloe vera yapraklarında çok fazla nem vardır ve bu yüzden yapraklar, köklenmeden çürümeye başlayabilir. 8 santimetre uzunluğunda bir aloe vera yaprağını temiz bir bıçak kullanarak alttan kesin. Bıçak çok temiz olmalıdır yoksa yaprak enfekte olabilir. Gövdeye doğru aşağıya bir açı yaparak kesmeye çalışın. Yaprağı ılık bir yere koyun ve kesilen kısımda zar oluşana kadar bekleyin. Bu birkaç gün gibi kısa bir süre de olabilir, bir - iki hafta gibi bir süre de olabilir. Bu zar sayesinde kesilen kısım topraktan enfekte olmaz. Enfekte bir aloe vera yaprağı kısa süre sonra çürür. Birçok bitki suyu sevdiği gibi aloe vera da suyu sever ama su içinde kalmayı sevmez. Saksının altında delik yoksa topraktaki su gitmeyecek, dolayısıyla da toprak sulu kalacaktır. Bu da aloe veranın kökünün çürümesine ve bitkinin ölmesine neden olabilir. Saksıyı kaktüs toprağıyla doldurun ve suyla nemlendirin. Kaktüs toprağı yoksa saksının bir kısmına kum bir kısmına da saksı toprağı koyup bunları karıştırarak kaktüs toprağını yapabilirsiniz. Saksının altına ilk olarak çakıl taşı konmalı. Bu sayede saksıdaki su daha iyi dışarı akacaktır. Su pH seviyesi 6.0 ila 8.0 olmalıdır. pH yeterince yüksek değilse biraz tarım kireci eklenebilir. Bahçe malzemeleri satan yerlerden alabilirsiniz. Yaprağı, kesilen kısım aşağı gelecek şekilde toprağa koyun. Yaprağın üçte birinin toprağın içinde olduğundan emin olun. Kesik taraf ilk önce bir kök hormonuna daldırılabilir. Elinizde böyle bir şey yoksa toz tarçın veya bal işinize yarayacaktır. Bitkiyi ılık ve güneşli bir yere koyun ve dikkatli bir şekilde sulayın. İlk dört hafta toprağı nemli tutmanız iyi olur. Yaprağı başka bir yere diktiğinizde toprağı tekrar sulamadan önce toprağın tamamen kurumasını bekleyin.

• Sürgün Kullanarak Aloe Vera Yetiştirmek: Bir sürgün bulun. "Yavru" olarak da bilinen sürgünler ana bitkinin parçalarıdır. Genelde daha küçüktür ve daha parlak görünür. Kendi kökleri vardır. Onları alt taraflarda bulabilirsin. Sürgün, ana bitkinin beşte biri büyüklüğünde olmalıdır. En azından dört yaprağı olan bir sürgün seçin ve bu sürgün, iki ila dört santimetre uzunluğunda olsun. Yapabiliyorsanız tüm bitkiyi saksıdan çıkarın. Bu işlem, sürgünün ana bitkiyle nerede birleştiğini bulmanızı kolaylaştıracaktır. Sürgünü daha iyi görebilmek için kökteki toprağı temizlemeniz gerekebilir. Ana bitkiye yapışık olabilir ama onun kendi kökleri olmalıdır. Sürgünü ana bitkiden kopar ya da kes ama bunu yaparken köklere zarar vermemeye çalış. Sürgün, ana bitkiden kolayca ayrılabilirsiniz. Kolayca ayrılmazsa keskin, steril bir bıçakla kesmeniz gerekecektir. Devam etmeden önce kestiğin yerin kabuk bağlaması için birkaç gün bekleyin. Bu sayede herhangi bir enfeksiyon oluşma riskini önlemiş olursunuz. Sürgünü ana bitkiden kopardıktan sonra, büyük bitkiyi tekrar saksıya koyabilirsiniz. Birçok bitki suyu sevdiği gibi aloe vera da suyu sever ama su içinde kalmayı sevmez. Saksının altında delik yoksa topraktaki su gitmeyecek, dolayısıyla da toprak sulu kalacaktır. Bu da aloe veranın kökünün çürümesine ve bitkinin ölmesine neden olabilir. Saksıyı kaktüs toprağıyla doldurun ve suyla nemlendirin. Kaktüs toprağı yoksa saksının bir kısmına kum bir kısmına da saksı toprağı koyup bunları karıştırarak kaktüs toprağını yapabilirsiniz. Saksının altına ilk olarak çakıl taşı konmalı. Bu sayede saksıdaki su daha iyi dışarı akacaktır. Su pH seviyesi 6.0 ila 8.0 olmalıdır. pH yeterince yüksek değilse biraz tarım kireci eklenebilir. Bahçe malzemeleri satan yerlerden alabilirsiniz. Toprakta küçük bir delik açın ve sürgünü onun içine koyun. Delik, kökleri ve bitkinin dörtte birini (köklerin bittiği yeri ve bitkinin yukarısını) içine alacak kadar derin olmalıdır. Bitkinin etrafındaki toprağa hafifçe bastırın ve toprağı sulayın. Bitki, toprak nemli olacak şekilde sulanmalı. Toprak su içinde yüzmemeli. Aloe vera bir çöl bitkisidir dolayısıyla çok fazla suya ihtiyacı yoktur. Bitkiyi güneş alan bir yere koyup tekrar sulamadan önce bir hafta bekleyin. Bir hafta sona her zamanki gibi aloe veranı sulamaya devam edebilirsiniz.

Bitkinin Bakımını Yapmak: Bitkinin yeterli miktarda güneş ışığı aldığından emin olun. Aloe vera normalde her gün 8 ila 10 saat güneş ışığı almalıdır. Bitkiyi güney ya da batı cepheli bir odadaki pencerenin önüne koyarak bunu sağlayabilirsiniz. Gerekli olduğu durumlarda bitkiyi gün içinde bir pencereden diğerine taşıyabilirsiniz. Yaşadığınız yer soğuksa bitkiyi geceleri pencerenin önünden alın. Çünkü pencere önleri geceleri çok soğuk olur ve bu da bitkiyi öldürebilir. Tekrar sulamadan önce toprağın iyice kurumasını bekleyin. Bitkiyi suladığınızda toprağın iyice sulandığından emin olun ve aşırı sulamayın. Ayrıca suyun saksıdan rahatça çıkabildiğinden de emin olun. Aloe vera kış aylarında uykuya geçmeye eğilimlidir. Bu aylarda suya çok ihtiyaç duymaz. Aloe vera daha çok yaz aylarında suya ihtiyaç duyar, özellikle de sıcak ve kuru dönemlerde. Yılda bir kere, ilkbaharda gübreleme yapın. Gübre su bazlı olmalıdır ve gübrenin fosfor içeriği yüksek olmalıdır. Karışımı gübrenin yarısını kullanarak hazırlayın. Böcek, hastalık ve mantar oluşumuna dikkat edin. Bitkiyi pamuklu bit ve kabuklu bit gibi zararlı böceklerden korumak için doğal ve organik böcek ilacı kullanın. Sadece toprağı kuru tutarak mantar oluşumunu önleyebilirsiniz. Pamuklu bit veya kabuklu bit görürseiz  bunları pamuklu çubuk ve etil alkol kullanarak yok edebilirsiniz. Yaprakların gelişimini izleyin. Yapraklar bitkinin sağlığının ve aloe veranın ne istediğinin en büyük göstergesidir. Aloe veranın yaprakları dolgun ve düzgün olmalıdır. Yaprakların inceldiğini ve kıvrıldığını fark ederseniz aloe veraya daha fazla su verin. Aloe veranın yaprakları dik olarak uzamalıdır. Yapraklar öne eğilirse bitkinin daha çok güneşe ihtiyacı var demektir.

 Bazen aloe vera iyi bir şekilde büyümez. Neyin yanlış gittiğini anlamanız kolaydır.

• Toprak çok nemli. Bitkiyi daha az sıklıkta sulayın.

• Bitkinin daha fazla güneş ışığına ihtiyacı var. Bitkiyi güneş alan bir yere taşıyın.

• Çok fazla gübre eklemişsiniz. Bitkiyi yeni bir saksıya koy ve daha fazla toprak ekleyin.

• Toprak çok alkali olabilir. Biraz kükürt ekleyin.

• Bitkinin köklerinin büyümesi için yeterince alan yok. Bitkiyi daha büyük bir saksıya alın.

Diğer Bilgiler:

• Aloe veranın çevresindeki toprağa biraz beyaz taş koymayı deneyin. Bu taşlar sayesinde güneş bitkiye yansıyacaktır.

• Bitki iyice büyüyene kadar yaprakları kullanmayın. Aloe verayı sağlık amacıyla yetiştiriyorsanız yaprakları kullanmadan önce en az iki ay beklemeniz gerekir.

• Aloe vera güneşe doğru büyür. Bu, bitkinin yana doğru büyümesine neden olabilir. Bitkinin düz bir şekilde büyümesi için saksıyı her iki ila üç günde bir döndürün.

• Ev içinde yetiştirilen aloe vera, doğrudan güneş ışığına konmadıkça ve sulanmadıkça çok büyümez. İyi bir bakım yaptığında, ev içinde yetiştirilen aloe veralar basit bir saksıda 60 santimetreden daha fazla büyüyebilir.

• Aloe vera bitkisi dışarıda yetiştirilecekse yalnızca iklim şartlarının uygun olduğu bitki yetiştirme alanlarında yetiştirilmelidir. Aksi takdirde aloe verayı yalnızca ev içinde yetiştirin.

• Yaprakları ve sürgünü kesmek için kullandığınız bıçağın temiz ve steril olduğundan emin olun.

• Ölü yaprak görürseniz bunları temiz bir bıçakla kesin. Bu sayede çürümeyi ve küflenmeyi önlemiş olursunuz.

• Büyük bitkilerdeki yaprakları veya sürgünleri alırken dikkatli olun. Bunların bazılarında çok keskin dikenler olabilir.

• Aloe verayı aşırı sulamayın. Tekrar sulamadan önce toprağın iyice kurumasını bekleyin.

Aloe Vera Hakkında Bilgi: Aloe veranın  özsuyu nemlendirici, sabun, tıraş kremi ve güneş losyonları gibi kozmetik ve kişisel bakım ürünlerinde kullanılmaktadır. Aloe veranın yardım ettiği söylenen tüm sağlık sorunlarını tedavi edebileceğini kanıtlamak için yeterli bilgiler bulunmamaktadır. Sağlık sorunu yaşanmaması adına, kullanmadan önce konuyla ilgili bilgi alınmasında fayda vardır.

Bilinen aloe vera bitkisinin faydaları arasında şunlar yer almaktadır:

Sindirim yardımı: Aloe lateks, aloe veraya laksatif özelliklerini veren ve kabızlığı hafifletmeye yardımcı olabilecek bir antrakinon olan aloin içermektedir.

Sivilce gibi cilt rahatsızlıkları: Aloe kremleri, cilt üzerinde sakinleştirici bir etkiye sahiptir ve kaşıntı ve iltihaplanmayı yatıştırmaya yardımcı olduğu gösterilmiştir.

Güneş yanığını hafifletmesi: Bazı insanlar güneş yanığını hafifletmede aloe veranın işe yaradığını belirmektedir. Jelin soğutma etkisini kendiniz de deneyimlemiş olabilirsiniz, ancak cilt iyileşmesini hızlandırabileceği iddiasını destekleyen araştırmalar sınırlıdır. Örneğin yapılan küçük bir çalışma; aloe veranın bir plaseboya kıyasla, güneş yanığının iyileştirilmesi üzerinde herhangi bir etkiye sahip olmadığını bulmuştur.

Yara: Aloe jeli yaralarda yanık etkisinin kesilmesine yardımcı olabilir. Açık yaraya sürülmemelidir.

Mide ekşimesi: Araştırmacılar aloe vera'nın mide ekşimesi ve kusma dahil gastroözofageal reflü hastalığının (GERD) birkaç semptomunu azaltılmasına yardımcı olabileceğini gözlemlemiştir.

Aloe vera, şu amaçlarla da kullanılmaktadır:

Taze tutmanın bir yolu: Yapılan bir çalışmada; domateslerin dışına uygulanan aloe vera jelinin, olgunlaşmayı geciktirerek gıdanın kalite ve tazeliğini korumaya yardımcı olduğunu ve gıda üzerinde bazı bakterilerin gelişmesini engellediğini bulmuştur.

Gargara olarak: Aloe vera gargaralarının ağız içindeki plakları azaltmaya yardımcı olduğu çalışmalarca gösterilmiştir.

Aloe Veranın Cilde Faydaları:

Aloe vera cilde faydaları ile ön plana çıkan bir bitki olduğu için dolayısıyla, güzellik ve kozmetik dünyasında yaygın olarak kullanılan bir bileşendir. Onu nemlendiricilerden toniklere, şampuanlara ve bakım kremlerine kadar her şeyde bulmanız mümkündür. Aloe vera cildin nemlendirilmesi ve temiz tutması özellikleriyle bilinmektedir. Aynı zamanda cildimiz ve yaşam fonksiyonlarımız için önemli olan A vitamini, C vitamini ve E vitamini bakımından oldukça zengindir. Yaprakların içinde bulunan jel doğrudan saçlara uygular ve saç kremi olarak kullanılır.

Aloe vera bitkisinin bazı faydalı kısımları bulunmaktadır. Bunlardan ilki, berrak bir jel ile dolu olan yapraklarıdır. Bu jel bitkiden ayrıştırılır ve genellikle, cilt yüzeyinde kullanılır.

Aloe bitkisi içerisinde bulunan ikinci yararlı kısım ise aloe lateks olarak adlandırılan bölümüdür. Bu, bitki yaprağının dış kısmının hemen altında bulunan sarı özdür.


Evde Kumaş Boyama ve Kot Boyama Hakkında Bilgi

Kumaş boyasını kırtasiyelerden, boya satan yerlerden alabilir ya da internet üzerinde kolaylıkla temin edilebilirsiniz. Ayrıca, kumaş boyası yanında renk sabitleyici de alınması önerilir. Kullanılacak diğer malzemeler ise çamaşır makinası, elde boyamak içinde iki adet kova.

Boyama işlemi tek renkli giysiler için geçerlidir. Farklı renk ve desenler için daha özel ve beceri isteyen yöntemler vardır.

Giysinizi, giysinizin renginden başka bir renge de boyayabilirsiniz. Burada dikkat etmek gereken nokta, seçeceğiniz rengin giysinizin renginden daha koyu olmasıdır. Yani, giysiniz açık mavi ise koyu bir renk seçebilirsiniz ancak koyu mavi ise açık bir renge sağlıklı bir şekilde boyanamaz. Fakat, ağartma işlemi kullanarak, sonrasında bu işlemler denenebilir.

Boyanacak kumaşın daha çok pamuk, yün veya naylon olması gerekir. Polyester ve akrilik kumaşlar için daha özel boyalar ve daha yüksek sıcaklıklar gerekebilir.

Ceket, mont,  palto ve kot pantolanlar için çamaşır makinesi olumlu sonuç verebilir ancak daha çok elde boyama tavsiye edilir.

Boyama sırasında kesinlikle eldiven kullanılmalıdır ve boyanın temas edebileceği yerler bir şekilde örtülmelidir.

Koyu renkli kumaşların gerek orjinalleri, gerekse boyanmışlarında görülen en önemli sorun renk atmasıdır. Bazı kaynaklarda, yeni alınan bir elbisenin veya boyama işlemi tamamen bittikten sonra ( fiskeleme işlemi dahil ) eski bir elbisenin, 2-3 saat biraz fazlaca tuzlu ve fazlaca sirkeli suda bekletilmesi tavsiye edilmektedir. Bunun amacı ise rengi tamamen sabitlemektir. Tabi bu yöntemin; kot, keten, pamuk, yün ve naylon gibi kumaşlarda başarılı olmaktadır.

Makinada Kumaş Boyama ve Kot Boyama:

Makinanızın deterjan gözünün boyanmasını istemiyorsanız toz kumaş boyasını ayrı bir plastik şişe veya kapta su ile karıştırıp makinenin içine yerleştirebilirsiniz.

Eğer boyanacak kumaş hassas bir kumaş değilse çamaşır makinesının sıcaklığı 80-90 dereceye getirilir. Eğer hassas bir kumaşsa, duruma göre 50 ile 70 derece arasındaki bir sıcaklık tercih edilir.

Eğer ceket, mont, kaban, kot pantolon gibi kalın kumaştan yapılmış giysiler boyanacaksa boya miktarı biraz arttırılabilir. Ancak ince kumaşlı ürünler için boya miktarı az tutulabilir.

Kalın bir kumaş boyanacaksa bir paket kumaş boyası, ince bir kumaş ise yarım paket kumaş boyası bir bardak kaynar vaziyette olan sıcak su içinde eritilir ve içerisine bir çay kaşığı tuz ve bir yemek kaşığı sirke atılır ve bardak içindeki boya ile birlikte iyice karıştırılır. Daha sonra ise elde edilen boya çamaşır makinasının deterjan gözüne dökülür ve yumuşatıcı gözüne ise renk sabitleyici eklenir.

Elbise çamaşır makinesine atılır ve makine ön yıkamasız çalıştırılır ve yıkama işlemi bittikten sonra eğer boya kalıntısı varsa elde iyice durulanarak asılır.

Boyama işleminden sonra makine bir kere boş vaziyette çalıştırılır. Nedeni ise makina içinde kalan boya artıklarının, bir sonraki çamaşır yıkamanızda elbiselere geçmemesi içindir.

Elde Kumaş Boyama ve Kot Boyama:

Kot pantolon, mont ve ceket boyama için için daha çok elde boyama tavsiye edilir. Bunun için giysi, bir kova sıcak su içerisine daldırılır ve iyice ıslatılır, bu aşamada kesinlikle kuru yer kalmamalıdır. Bunun için kova içinde iyice karıştırılır ve bir süre bekletilir. Daha sonra bir bardak ılık su içinde bir paket kumaş boyası iyice eriyene kadar karıştırılır. Elde edilen boya ise bir kova sıcak su içerisine eklenir. Üzerine sabitleyici eklenir.

Ellerin boyanmaması için geri kalan işlem eldivenle yapılmalıdır. Giysi, bulunduğu kovadan çıkartılır ve boyalı kova içerisine daldırılır ve iyice karıştırılır. 4-5 dakika kadar, boyanın iyice emilmesi için karıştırma işlemine devam edilir. 2 saat kadar, giysi boya içerisinde bekletilmeli ve bu 2 saatlik süre zarfında bir kaç kez giysi boya içinde iyice karıştırılmalıdır. 2 saat geçtikten sonra, bir leğen içerisine sıcak su ve deterjan konur ardından giysi boyalı kova içinden çıkartılarak leğene alınır ve iyice boyasının akması sağlanır. Daha sonra giysi soğuk su ile iyice durulandıktan sonra kurumaya alınır.

 


Bahçe Değişimi

En Gözde Fikirler Facebook grubumuzda paylaşım yapan üyelerimizden; 
Nevin Öztürk Muhikancı‎'nın gönderisi. 



Küçücük Bir Balkonu Tarlaya Dönüştürmek

En Gözde Fikirler Facebook grubumuzda paylaşım yapan üyelerimizden; 
TC Serpil Çolakoğlu Altınarda'ın gönderisi. Eşiyle birlikte yaptıkları balkon çalışması.



Dekupaj Deseni - Çiçek-9

Görselin çıktısını alıp dekupaj uygulamasında kullanabilirsiniz.

Dekupaj Deseni - Çiçek-8

Görselin çıktısını alıp dekupaj uygulamasında kullanabilirsiniz.

Dekupaj Deseni - Çiçek-7

Görselin çıktısını alıp dekupaj uygulamasında kullanabilirsiniz.

Dekupaj Deseni - Çiçek-6


Görselin çıktısını alıp dekupaj uygulamasında kullanabilirsiniz.

Dekupaj Deseni - Çiçek-5

Görselin çıktısını alıp dekupaj uygulamasında kullanabilirsiniz.

30 Mayıs 2020 Cumartesi

Bakır Eşyaların Temizliği ve Parlatılması

Gerek mutfaklarda kullanılan bakır eşyalar gerekse dekoratif olarak kullanılan bakırdan süs eşyalar zaman içerisinde  matlaşarak kararır. Buna neden olan bir çeşit kimyasal tepkileşmedir. Bakırın karbonat ile kaplı olması bulunduğu ortamda yer alan oksijen ile tepkimeye girerek kolayca oksitlenme yapabilmesine neden olur.

Kullanılan bakır eşyaların düzenli olarak temizlenip parlatılması gerekir, bu sağlığımız açısından önemlidir.  Aksi takdirde meydana gelen oksitlenme zehirlenmelere kadar neden olabilir.

Bakır Parlatma Tozları: Bakır parlatma tozları en işlevsel yöntemlerden bir tanesidir. Bu tozları, bakırın yüzeyine yumuşak bir bez yardımı ile uygulamamız gerekir. Bakırı çizmeden silmeye dikkat edilmeli.

Sirke: Sirke yönteminde ihtiyacımız olan öncelikle bir nemli bez ve sonrasında uygulayacağımız sirkedir. Hafif nemli olan bezle bakır eşyamızı sildikten sonra, bir kez de aynı şekilde sirkeye batırdığımız bez ile silinir.

Limon ve Tuz: Ortadan ikiye kestiğimiz limonu tuza batırarak bakırımızı silmemiz gerekir. Kalıcı ve etkili bir çözüm için en az 5 dakika bakırımızı bu şekilde ovalayarak silinir.

Ketçap: Bakır eşyamızın üzerine ketçap döktükten sonra on dakika bekleyip  yumuşak bir bez yardımı ile silip kurulamanız gerekir.

Islak kalan bakır eşyaların daha çabuk yeniden oksijen ile tepkimeye girerek oksitlenme yapacağını unutulmamalı. Ayrıca nemli ortamlarda bakırlarımız daha çabuk matlaşır ve kararır.

Uzun süre bakımı yapılmayan, temizlenip parlatılmayan bakır eşyalar evdeki imkanlarla yeniden eski yeni parlak haline döndürülmesi bazen mümkün olmayabilir.

Yukarıda açıklanmış olan parlatma ya da temizleme yöntemleri sadece bakırdan yapılmış süs eşyalarınız için geçerlidir.

Mutfaklarımızda kullandığımız tencere tava ve bakır cezvelerimizin temizliği için sadece bu yöntemler yeterli olmaz. Kullanma sonucu tabanı çizilmiş bakır tencere tava ya da cezveler bu çiziklerde oluşan oksitlenmeleri bünyelerinde taşımaları da söz konusu olabilir. Bu şekilde grileşmiş ve üzerindeki kalayı neredeyse yok olarak yeşillenmiş eşyalarımızı kullanmaya devam edebilmemiz için muhakkak bu bakır eşyaların yeniden kalaylanarak üst yüzeyinin sağlıklı hale gelmesi sağlanmalıdır. Burada sadece evlerimizde uygulayabileceğimiz temizleme işlemi asla yeterli olmayacak ve sağlığımız açısından da bize güvenli bir sonuç sağlamayacaktır.

Bu durumda başvuracağımız usta kalaycılar bize mutfaklarımızda kullandığımız bakır malzemelerin yeniden güvenle kullanılabilmesi için yeterli yardımı sunacaklardır. Bu kalaylama işlemi bizim kendi imkanlarımız ile evlerimizde yapamayacağımız bir işlemdir. Kalaylanmadan kullanılan, tencere, tava ya da cezveler sağlığımız açısından ciddi sorunlara neden olur. Bu sorunların başında zehirlenme gelebileceği gibi, oluşan oksitlenmeler iç organlarımızda geri dönüşü olmayan tahribatlara kadar neden olabilirler.


Sukulent

Yetiştirmek İçin Malzemeler:

• Ufak çakıl taşları.

• Sukulent yetiştirmek için kullanılan toprak karışımı.

• Süzme işlemi için yosun.

• Yine süzme işlemi için kömür.

• Dilediğiniz tür bir sukulent.

• Süslemek için yosun, taş, vs. gibi objeler.

Öncelikle saksı gerek. Ancak sukulenti istediğiniz bir kapta yetiştirebilirsiniz. Bu konu sizin dekor zevkinize kalmış. Sukulentler hemen her yerde büyüyebilir. Bu nedenle sadece klasik toprak rengi saksılarla sınırlı kalmayın. Farklı renkli, farklı şekillerdeki kutuları deneyebilirsiniz.

Saksıyı Doldurun:

Önce çakılları, sonra kömürü, daha sonra yosunu ve en son da toprağı yerleştirin. Sukulenti ekin, istediğiniz gibi aranje edebilirsiniz.

Dekore edin. Neon ışıklar, desenli kayalar, farklı mermerler, bilyeler. 

Sukulentleri istediğiniz her türlü bitkiyle birlikte yetiştirebilirsiniz.

Sukulent Bakımı:

Sukulentleri fazla sulamayın: Bu bitkiler fazla su tutamazlar. Fazla su vererek onlara iyilik değil, kötülük etmiş olursunuz. Sulama için en iyi yöntem haftada bir keredir. Toprak ıslansın ancak göl gibi olmasın.

Parlak ışık iyidir: Hem ev içinde hem de dışarıda yetiştirilmeye müsait bitkilerdir. Nereye karar verirseniz verin, sukulentlerin ışık almasına özen gösterin. Ancak uzun süre direkt güneş ışığı altında kalmamasına dikkat edin.

Unutmayın, sukulent yetiştiriciliğinde tecrübe kazanmak önemlidir. Farklı sukulent türleri ve düzenlemeleri yapmaya çalışın. Denedikçe çok daha farklı ve faydalı şeyler öğrenirsiniz.

Dekorasyon İpuçları:

Renk katın. Sukulentler kendi başlarına da şahane renktedirler. Ancak bu yeşil bitkilerin yanında biraz canlı ve parlak renkte objeler eklemek harika olabilir. Saksınızın ya da sukulenti neye ektiyseniz o nesnenin renkli ve canlı olması iyi olabilir. Ayrıca sukulentin yanına cam küre, bilyeler, zincir şeklinde neon ışıklar ekleyebilirsiniz.

Nesnelerle stilize edin. Sukulentin yanına farklı nesneler koymak, sukulent bahçenize güzel bir soluk getirir. Yosun, ufak çakıllar, desenli objeler, cam parçacıkları gibi.

Sukulentleri yemek masasına ya da kahve masasına koyarsanız evin atmosferinin hemen değiştiğini görürsünüz.

Cam fanus içindeki sukulentler hem mekana derinlik katar hem de ortamı renklendirir.

Bahçenizde de sukulent yetiştirebilirsiniz. Her zevke uygun bir sukulent muhakkak vardır. Farklı sukulentleri alıp bahçenizde farklı kombinasyonlar yapabilirsiniz. Örneğin yaprak dökmeyen Rosette türü, çiçeğe benzer bir biçime sahiptir ve bulunduğu zemini kaplar. Çiçek açan sukulentler de oldukça popülerdir. Yeşil yapraklar birbirinden farklı renkte çiçeklerle güzel ve şık bir zıtlık yakalayabilirsiniz. Cacti ise kaktüse benzer bir yapıya sahiptir. Yani bahçenize “çölde vaha” havası verebilirsiniz. Dikkat etmelisiniz, dikenleri oldukça keskindir.

 


Ağaçlarının Aşılanması

Aşılama Nedir?

Aşılama, iki bitki parçasını bir bitkiymiş gibi kaynaşarak ve büyümelerine devam edecek şekilde birleştirme tekniğidir. Yeni bitkinin üst kısmını veya tacını meydana getirecek olan (aşı) kısmına kalem, alt kısmını veya kökünü meydana getirecek kısmına anaç adı verilir. Aşı yapılacak ağaç veya fidana anaç, kendisinden aşı kalemi alınana ise damızlık ağaç denir.

Aşı Çeşitleri

1- Göz Aşıları (veya yaprak aşısı)

2- Kalem aşıları

Göz aşısı ve çeşitleri altında odun dokusu bulunan veya bulunmayan küçük bir kabuk parçası ile bunun üzerindeki tek bir göz ile yapılan aşılara göz aşısı denir. Göz aşıları, yalnızca bir tomurcuğun (gözün) kullanıldığı özel bir kalem aşısı şeklidir. Göz aşıları meyve ağaçlarının çoğaltılmasında, kalem aşılara göre daha çabuk uygulanabilir.

Göz Aşıları Uygulandığı Dönemlere Göre:

• İlkbahar Mart-Nisan aylarında (erken sürgün aşı dönemi).

• Mayıs sonu-Haziran başı (Haziran göz aşısı veya geç sürgün göz aşısı dönemi).

• Temmuz sonu-Eylül başı (durgun göz aşısı dönemi) olarak gruplandırılabilir.

Durgun Göz Aşısı: Bu aşı genellikle yaz (Temmuz sonu Eylül başı) aylarında yapılır. Bu dönem meyve fidanlarının çoğaltılmasında en önemli bir dönemi kapsar. Anaç üzerine takılan göz, aynı yıl tutar, fakat kışa girildiğinden uyanmayıp, ertesi yıl ilkbaharda sürer. Daha çok, kışları soğuk geçen yerlerde uygulanır. Durgun aşıda gözler, o yılın sürgünlerinden alınırlar. Sürgünler kuvvetli olmalı, üzerlerinde sürgün tomurcuğu bulundurmalıdırlar. Aşı yaparken göz alınan sürgünler kesildikten sonra yapraklar, kısa bir yaprak sapı kalacak şekilde temizlenir. Gözler, anaca takıldıktan 2-3 hafta sonra kaynama oluşması muhtemeldir. Yaptığımız aşıda; eğer gözün yanındaki kısa kesilmiş yaprak sapı düzgün olarak koparsa veya kendiliğinden düşerse bu aşının tuttuğuna işarettir. Yaprak sapı kuruyup buruşmuş ise muhtemelen aşı tutmamıştır.

Sürgün Göz Aşısı: Sürgün Göz aşısında; göz anaca takıldığı yıl uyanır ve aynı yıl sürgün verir. Uygulanış tekniği durgun göz aşıya benzer, ilkbaharda anaç kabuk vermeye başladığı zaman yapılır. Aşı sürgünlerinin, kışın şiddetli soğuklardan zarar görmeleri tehlikesi vardır. Onun için, sürgün göz aşısı, kışları ılık geçen yerlerde yapılır.

Sürgün Göz Aşısı, Aşıya ve Yerine Göre:

• İlkbahar (erken) sürgün göz aşısı, Mart-Nisan aylarında anaca su yürümeye başladığında uygulanır. Aşı için gerekli kalemler durgun mevsimde alınıp, aşı zamanına kadar saklanır.

• Haziran (geç) sürgün göz aşısı, Mayıs sonu veya Haziranın ilk haftalarında başlanır ve Temmuza kadar devam edilir.

Göz Aşısının Yapılışı: Toprak seviyesinden 15 santim yükseklikten itibaren, aşı çakısının ucu ile anacın kabuğu (T) şeklinde kesilir. Kesik kısmın iki kenarındaki kabuk, aşı çakısının tırnağı ile yerinden kaldırılır. Bundan sonra üzerinde aşı gözlerinin bulunduğu kalem ele alınır. Bir gözün üst ve altında bir parmak kadar bir kısım bırakıldıktan sonra, gözün altı hafif odunlu olarak kesilir. Anacın tepesinin daha yüksek tarafında iki anacın kesilen kısmına yukarıdan aşağıya doğru sürülerek yerleştirilip, rafya ile sarılır. Göz aşılarının tutup tutmadıkları, aşıdan 15-20 gün sonra belli olur. 

Göz Aşısı (Kalkan Aşı): Bu aşı yöntemi göz aşıları içinde en çok bilinen ve yetiştiriciler tarafından en çok kullanılan bir yöntemdir. Genellikle 6 mm ile 2.5 cm arasındaki çapa sahip anaçlara büyüme devresinde uygulanır. Aşı topraktan 5-25 cm yükseklikte yapılır. Anaç T şeklinde kesilir. Göz ise kalkan şeklinde odunlu ve odunsuz olarak kesilir ve anaçta açılan T içerisine yerleştirilir. Aşı yeri rafya ile hava almayacak şekilde bağlanır. Aşı bağı 15-20 gün sonra kesilir.

Ters T Göz Aşısı: Yağmurlu bölgelerde yağmur sularının açılan T içerisine girmemesi ve enfeksiyon oluşmaması için ters T aşı metodu uygulanmaktadır. Ancak burada, anaçta yapılan kesim ters T şeklinde olup, aşı gözü alınırken de kalemdeki kesim üstten alta doğru yapılır.

Yama Göz Aşısı: Dikdörtgen biçimindeki bir kabuk parçasının anaçtan kesilip çıkarılması (üzerinde bir göz bulunan) ve kalem üzerinde aynı büyüklükte bir kabuk parçasının çıkartılıp yerine anaçtan kesilen ve bir göz ihtiva eden parçanın anaç üzerine yerleştirilmesi şeklinde olur. Genellikle T göz aşısının başarısız olduğu tür ve çeşitlerde uygulanır. Bu aşıda başarılı olmak için, gece ve gündüz ısı farkının az olduğu dönemler seçilmelidir. Aşı çabuk yapılıp, çabuk bağlanmalıdır.

Flüt Göz Aşısı: Bu aşı yama göz aşısına benzer. Farkı, çıkartılan kabuk parçasının gövdeyi hemen tamamen saracak şekilde büyük olmasıdır.

Yongalı Göz Aşısı: Bu aşı metodu ilkbaharda büyüme başlamadan önce veya yaz aylarında su noksanlığı veya başka bir sebeple büyümenin durduğu hallerde kabuğun odundan kolayca ayrılmadığı zamanlarda yapılır. En önemli nokta, anaçta açılan T’ye yongalı gözün çok iyi yerleştirilmesi ve çok iyi bağlanmasıdır. Yongalı göz aşısı, durgun mevsimin dışında, Nisan ve Mayıs aylarında, arazi koşullarında durgun gözlerle yapılabilir.

Kalem Aşısı ve Çeşitleri: Taze kesilmiş anaçla taze kesilmiş kalemin kambiyum bölgelerinin üstüne gelecek şekilde sıkıca temas ettirilerek anaç ile kalem arasında bir bağlantı kurulmasına kalem aşısı denir. Kalem aşıları, göz aşısı yapılamayacak olan meyve ağaçlarına yapılır. Kalem aşılarında, üzerinde 2-3-4 göz bulunan bir dal parçası (kalem) kullanılır. Kalem, üzerinde birkaç uyur göz bulunan ve bir sürgünden ayrılmış bir parçadır. Birçok kalem aşı yöntemi bulunmakla birlikte pratikte en çok kullanılanları kakma aşı, çoban aşısı, yarma aşı ve İngiliz aşısıdır. 

Dilcikli (İngiliz) Aşı: 6 mm ile 1.2 cm çapında küçük anaçların aşılanmasında kullanılır. Bu aşının yapılabilmesi için anacın ve kalemin aynı kalınlıkta olması gerekmektedir. Bu aşıda kalemde ve anaçta aksi yönlerde olmak üzere 2.5-6 cm uzunluğunda pürüzsüz bir kesim yapılır. Bu kesitin üzerinden birer dilcik kesilir ve bundan sonra anaç kalemin dilleri birbirinin içine sokulur.

Ekleme Aşı (Dilciksiz Aşı): 1-2 yaşlı çöğürlere uygulanır. Dilcikli aşıda olduğu gibi anaç ve kalemde, meyilli bir kesim yapılır. Kesim yüzeyi anaç ve kalemde eşit uzunlukta olmalıdır. Kesimden sonra, anaç ve kalemin kambiyum dokuları karşılıklı çakıştırılır.

Kenar (Yan) Aşı: Kalemin kendinden daha kalın anaçlara uygulanır. Kalem, anacın yan kısmına yerleştirilir. Bu aşı, yarma, kakma ve dilcikli aşının uygulanamadığı çapı 2.5 cm' dallara uygulanır. Anaç üzerinde 20-30°'lik meyilli ve 2,5 cm derinliğinde bir kesim yapılır. Kalem 7.5 cm uzunlukta ve 2-3 gözlü olmalıdır. Kalemin dip kısmı kama şeklinde 2.5 cm kadar uzunlukta kesilir. Kalemin kambiyum çakışmasını sağlayacak şekilde anaçta açılan kesit içine yerleştirilerek hafifçe anaca doğru çekilir.

Yarma Aşı: Gövdesi bilek kalınlığında küçük ağaçlara veya büyük ağaçların ana dallarında çeşit değiştirmek amacıyla yapılan bir aşıdır. Anacın tepesi kesilir ve üzeri perdahlanır. Anacın tepesine yarma aşı usturası dikey bir şekilde konarak üzerine tahta tokmakla yavaş yavaş vurularak, anacın tepesi yarılır. Üzerinde 2-4 göz bulunan kalem de alttaki gözün iki yanından başlanarak düzgün bir şekilde yontulur. Kalem takılırken, anacın ve kalemin kabuklarının birbirine denk gelmesine dikkat edilir.

Kakma Aşı: Göz aşılarının tutmayan fidanlara ilkbaharda kakma aşı yapılır. Kakma aşı, çeşit değiştirmede ve en çok baş parmak kalınlığındaki (7.5-10 cm) veya daha kalın dallara (anaçlara) uygulanmaktadır. Aşılanacak anacın tepesi, toprak seviyesinden itibaren bir karış yükseklikten hafif meyilli olarak kesilir. Anacın tepesinin daha yüksek tarafında iki bıçak kesimi (4-5 cm uzunlukta ve düzgün yüzeyli olmalı) ile (V) şeklinde bir oluk açılır. Aşı kaleminin ucu anacın oluğuna uyacak şekilde yontulur. Hazırlanan kalem (10-12 cm uzunlukta ve iki üç gözlü ) anacın oluğu içerisine, anaçla kalem kabukları birbirine denk gelecek şekilde yerleştirilir.

Kabuk (Çoban) Aşı: Kalınlaşmış anaçlara (çapları 25-30 cm olan dallara) su yürüdükten ve kabuk odundan kolayca ayrılabildikten sonra tatbik edilir. Anaç düzgün olarak kesilir ve üzeri perdahlanır. Kalemler 10-15 santim boyunda 2-3 gözlü olurlar. Kalemin en altındaki gözün karşı tarafından, bir taraflı olarak yontulur ve üzerinde oturmayı kolaylaştırmak için, kertik yapılır. Hazırlanmış kalem, evvelce kuru kalemle anacın kabuğu içerisinde açılmış olan yuvasına yerleştirilir. 

Yanaştırma Aşı: Anaç ile damızlık bireylerin birbiri ile yapışacak yüzeyleri kambiyum tabaklarına kadar açılıp her ikisinin açılan yüzeyleri üst üste getirilip sıkıca bağlanmasıdır. Bu aşının yapılmasında üç yöntem bulunmaktadır.  Kertikli yanaştırma aşı: Anaç ve damızlık aynı kalımlıkta olmalıdır. Anaç ve damızlık gövdeden, 2-5 cm uzunluğunda birer parça kesilir. Bunlar, kambiyumların karşılıklı olabilmesi için eşit uzunlukta olmalıdır. 

• Dilcikli Yanaştırma Aşı: Anaç ve damızlıkta dilcikler açılarak birbiri içine geçirilir. 

• Kakmalı Yanaştırma Aşı: Anaç kabuğunun damızlık kabuğundan çok kalın olduğu durumda yapılır. Anacın kabuğunda iki paralel kesim yapılır ve aradaki kabuk çıkarılarak 7-10 cm uzunlukta dar bir oyuk meydana getirilir. Anaçta açılan kanal, damızlığın çapında olmalıdır. Damızlıkta bu kanala karşılık gelecek şekilde bir kesim yapılarak anaca yerleştirilir. 

İngiliz Kalem Aşı: Kışın, sera veya camekanda yapılan bir aşıdır. Anaç ile aşı kaleminin aynı kalınlıkta olmasına dikkat edilir. Anacın tepesi vurulur ve aşı bıçağı ile anacın tepesinden itibaren 3-4 santimlik kısmı, bir taraflı olmak üzere dikine kesilir. Üzerinde 4-5 göz bulunan ve anaçla aynı kalınlıktaki kalemin alt ucu, anaçtaki gibi kesilir, kalemin kesik kısmı anacın kesik kısmı üzerine oturtulur.

Aşı Macunları ve Yapılışı: Kalem aşılarının yapılmasından sonra aşı bölgesi aşı bağı ile bağlandıktan sonra aşı macunu ile kapatılmalıdır. En fazla kullanılan aşı macunları iki çeşittir. Ayrıca üretilip satılan kaliteli macunlar bulunmaktadır. Aşı macunlarının faydaları ise; 1- Aşı bölgesini kapatarak su kaybını önler 2- Aşı bölgesinin dış etkenlerden zarar görmesini engeller.

Sıcak Macunlar: Kullanılan materyal; Zift 500 gr Balmumu 500 gr İçyağı (eritilip süzülmüş) 300 gr Elenmiş ince odun külü 125 gr Balık tutkalı 42 gr Hazırlanışı Zift ile balmumu ufak parçalara ayrılıp bir kap içersinde ve alevsiz ateş üzerinde ısıtılarak eritilir. Diğer bir kapta içyağı yine ateş üzerinde eritilir ve sonra zift ile balmumu eriğine katılır. Bunların üzerine ince elenmiş odun külü dökülüp iyice karıştırılarak ısıtılmaya devam edilir. Kaplara dökülür. Macun soğuyunca katılaşır. Kullanılacağı zaman yumuşaması için ısıtılması gerekir. Ancak, macunu çok sıcak olarak kullanılmamasına dikkat edilmelidir.

Soğuk Macunlar: Hazırlandıktan sonra ısıtılmaya gerek kalmadan yumuşaklığının koruyan macun çeşididir. 

Kullanılan Materyal:

• Ham reçine (çam sakızı) 2 kg

• Bezir yağı 20 gr

• Balmumu 100 gr

• Mavi ispirto 300 gr

Hazırlanışı: Çam sakızı ateşte eritilir, buna bezir yağı ve balmumu katılır. İyice karıştırılıp eritildikten sonra ateşten indirilerek soğuması beklenir. Sonra yavaş yavaş karıştırılarak ispirto ilave edilir. 

Çiçeklerde ve Ağaçlarda (Meyve) Aşılama Tarihleri

Aşı Takvimi:

• Kivi: Nisan-Mayıs

• Kiraz-Vişne: Ekim-Kasım

• Ceviz: Kış Mevsimi

• Asma: Kış Sonu

• Açelya: Sonbahar Mevsimi

• Begonya: Yaz Ortası

• Rododendron: Sonbahar Ortaları

• Gül : İlkbahar Mevsimi

• Şakayık: Ağustos-Eylül

• Kayısı: Şubat-Mart

• Portakal-Mandalina : İlkbahar Mevsimi

• Avokado: İlkbahar Mevsimi

• Kestane: Mayıs-Haziran

• Sedir: İlkbahar Mevsimi

• Ayva: Mart-Nisan

• İncir: Nisan-Mayıs

• Hurma: İlkbahar Mevsimi

• Limon: İlkbahar Mevsimi

• Zeytin: Mayıs

• Armut: Şubat-Nisan

• Fıstık: İlkbahar Mevsimi

• Okaliptus: İlkbahar Mevsimi

• Manolya: Şubat-Nisan

• Kamelya-Gardenya: İlkbahar Mevsimi

• Leylak: Kış Sonu

• Narenciye: İlkbahar (Yumuşak Dallar) Sonbahar (Odunsu Dallar)

• Elma: Temmuz-Ağustos (Odunsu Dallar)

• Şeftali: Ağustos-Eylül (Odunsu Dallar)Temmuz Taze Dallar (Sıcak Bölgelerde)

• Ihlamur : Yaz Sonu (Taze Dallar)


Dekupaj Deseni - Çiçek-4

Görselin çıktısını alıp dekupaj uygulamasında kullanabilirsiniz.

29 Mayıs 2020 Cuma

Çelik Kapı Boyama

• Çelik Kapı Boyama

• Ahşap Çelik Kapı Boyama

Çelik kapı boyama teknikleri kapının türüne göre değişmektedir. Öncelikle boyasını değiştirmek istediğimiz kapının türünün tespit edilmesi gerekmektedir. Çelik kapı dediğimizde insanların çoğunda sadece metal levhalardan oluşan kapı türü gelse de çelik kapı firmaları görsellik adına kapıların bazı bölümlerinde metal levhalar kullanmakta bazılarında ise ahşabın doğal güzelliğine yer vermektedir. Bu nedenle çelik kapı boyama teknikleri kapının ahşap olan bölümlerinde ayrı metal olan bölümlerinde ayrı teknikler gerektirmektedir.

Çelik kapılarda ahşap ve metal yüzeyin ortak özelliği boyanın iyice yedirilmesi için öncelikle her ikisinde de pürüzlü noktaların zımpara ile temizlenmesi gerekiyor. Metal ve ahşap yüzeylerde farklı zımpara kullanılmaktadır.

Çelik kapı boyaması için ahşap yüzeyde kullanılacak olan zımpara metal yüzeyde istenilen verimi vermeyeceği için, üstüne atılacak olan yeni boyanın da sağlıklı bir görüntü vermesini engelleyecektir. Ayrıca kullanılacak olan boyanın da ahşap ve metal yüzeyde farklı seçilmesi gerekmektedir. Boyama işleminden önce, zımpara nedeniyle ortaya çıkan tozlar çok iyi temizlenmeli.

Çelik kapı boyamasında öncelikle metal ve ahşap yüzeyler belirlenmeli. Farklı özelliklere sahip boyaların birbirine etki etmemesi için boyama önceliğine göre metal ya da ahşap yüzey ve boyanmasını istemediğiniz kısımlar kağıt bant ile kapatılmalı.

 




28 Mayıs 2020 Perşembe

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın Prefabrik Ev Yardımı

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, tarafından sağlanan bu destek her talep edene sağlanmıyor. Devlet tarafından sağlanan bu desteklere ilişkin sağlanması gereken koşullar ve gerçekleştirilmesi gereken aşamalar bulunuyor. Prefabrik ev yapım desteği aşamaları.

Öncelikle bilinmesi gereken ilk detay Prefabrik Ev Yapımı Desteği, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na bağlı Sosyal Yardım Genel Müdürlüğü tarafından sağlanıyor. Başvuru alma ve destek sağlama işlemleri ise bu kuruma bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarınca sunuluyor.

Barınma yardımları kapsamında sağlanan prefabrik ev desteğine ilişkin bakanlığın yapmış olduğu açıklamada şu bilgilere yer veriliyor. Oturulamayacak derecede eski, bakımsız ve sağlıksız evlerde yaşayan muhtaç vatandaşlara evlerinin bakımı - onarımı, betonarme ev yapım yardımı, prefabrik ev yapım yardımı ve afet kapsamında ev eşyası alımı için ayni veya nakdi olarak yapılan yardımlardır.

Prefabrik ev yardımı almak için vatandaşlardan talep edilen ilk koşul 18 yaşının tamamlanmış olması. Bunun dışında esas başvuru şartları şöyle.

Hane içinde kişi başına düşen geliri net asgari ücretin 1/3’ünden az olmakla birlikte yaşlılık, engellilik, tek ebeveynli aile, dul olma gibi özel şartlardan herhangi birine haiz olma, aynı zamanda onarımı yapılacak evin ya da ev yapımlarında arsanın tam hisseli tapusuna haiz olma.

Başvuru şartlarını sağlayan ve başvuruları onaylanan vatandaşlara 25.000 TL'ye kadar destek sağlanıyor.

25.000 TL prefabrik ev yardımı başvuruları için Sosyal Yardım Genel Müdürlüğü'ne yada kendi ilçenizde bulunan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarına başvurunuzu yapabilirsiniz.

Fayans Boyama Nasıl Yapılır?

Evinizdeki fayansları ve seramikleri yenilemenin pratik ve ucuz bir yolu fayanslarınızı boyama. Peki, fayans nasıl boyanır? Fayans boyama, mutfak ya da banyo dışında da yapılabilir. Örnek olarak antrenizde fayans varsa bu alana da uygulanabilir.

Fayans üzerine uygulayacağınız boyanın suya ve neme dayanıklı olması önemlidir. Boyama yenileme işleminde yağlı ve epoksi boya türleri kullanılabilir. Bu iki ürünle ilgili bir hatırlatma yapılabilir. Epoksi boyanın genellikle evlerde kullanılmaması, yağlı boyaların ise yoğun koku yayması nedeniyle uygulama yapmanız sorun olabilir. Bu nedenle fayans boyama işleminde hobi boyası kullanabilirsiniz. Tercih sizin.

Gerekli Malzemeler:

• Parlak yüzey astarı

• Hobi boyası

• Kalın sır vernik

• Rulo fırça

• İpek uçlu fırça

• Maskeleme bandı

Boyama geçmeden fayansları çok iyi temizlemeniz gerekiyor. Bundan sonraki adım, boyama işleminin öncesinde fayansların üzerine geçiş astarı uygulanması. Bu işlem boyanın fayans üstüne tutunmasını sağlar ve daha sonra oluşabilecek aşınmaların önüne geçer. Astar uygulamasından sonra 24 saat bekleyin.

24 saat sonra boya bulaşmasını istemediğiniz yerlere maskeleme bandını yapıştırın.

Boyanızı uygun bir kaba boşaltın. Boyayı rulo fırçaya aldıktan sonra aşağı-yukarı hareketlerle boyayın. Rulo fırçanın büyük geldiği yerlerde ipek uçlu fırçayı kullanabilirsiniz. İlk kat boyama işleminin ardından, boyanın kuruması için 24 saat geçmesini bekleyin.

2. kat boyama işlemini, ilk katı boyarken yaptığınız şekilde uygulayın. Kapatıcılığı elde etmek için 3. katı da uygulayabilirsiniz.

Daha dayanıklı olması için son olarak vernik uygulanabilir. 

Bu işlemler yerdeki fayansları yenilemek için de uygulanabilir.

Seramiklerinizi boyadıktan sonra, farklı olarak süsleme amaçlı stencil uygulaması da yapabilirsiniz.


Gözde Göyük - TRT1 İyi Fikir Programı - Mutfak Yenileme - 28.05.2020



Videonun tamamı 
Gözde Hanımın YouTube Kanalında

27 Mayıs 2020 Çarşamba

Hangi Kapı Nasıl Boyanır?

• İç Kapı Boyama Teknikleri

• Ahşap İç Kapılar İçin Boyama Teknikleri

• İç Kapı Boyama Teknikleri

Evinin iç kapılarını rulo veya fırça kullanarak boyayabilirsiniz. Öncelikle kapı yüzeyini zımparalamanız gerekir. Zımpara yapmak, kapı yüzeyinin pürüzsüz görünmesine yardımcı olmaktadır. Sonrasında iyice temizleyin. Kapı yüzeyini bir bez yardımıyla hafifçe nemlendirmek, boyanın kuruma süresini azaltmaktadır. Bunun yanı sıra boya esnasında kullanılan rulo ve fırça izlerini de kapatmaya yardımcı olmaktadır. Doğru boya seçimi ise en önemli noktayı oluşturmaktadır. Bu kapsamda iç kapının türüne göre boya seçilmesi gerekmektedir. Boyamaya geçmeden önce kapı üzerinde boyanmasını istemediğiniz yerleri kapatmanız gerekir.

• Ahşap İç Kapılar İçin Boyama Teknikleri

Ahşap kapı boyaması için yapılması gereken ilk şey, kapı malzemesine uygun bir boya almaktır. Ahşap kapıda cila varsa bunun zımparalanması ya da kapıda vernik varsa bunun kaldırılması gerekmektedir. Tüm işlemler yapıldıktan sonra ahşap kapıyı boyamaya başlanmaktadır. Ahşap kapı, boyanmak istenenden daha koyu bir renge sahipse bu durumda boyama işleminin tekrar edilmesi gerekmektedir. Ahşap kapılarda 3 tekrara kadar boyama işlemi yapılabilmektedir.

Amerikan Kapıların Boyanması

İç mekanlarda oldukça fazla kullanılan Amerikan kapıların boyanma işlemi oldukça kolay ve hızlıdır. Amerikan kapılar istenilen renge rahatlıkla boyanabilmektedir. Bu kapı türlerinde boyama işlemi yaparken subazlı boyaların kullanılması tavsiye edilmektedir.

Vernikli Kapıların Boyanması

Kapı ve mobilyalarda yapılacak boya işlemlerinde ürünün vernikli olup olmadığı mutlaka kontrol edilmesi gereken bir durumdur. Koruyucu özelliği bulunan vernik, bu malzemeler üzerine yapılan boyama işlemlerinin tutmamasına sebep olmaktadır. Vernikli kapı, boyansa bile boya kuruduktan sonra yavaş yavaş kurumaya başlamaktadır. Bu sebeple vernikli iç kapılar boyanmadan önce mutlaka vernikli yüzeyin kaldırılması gerekmektedir. Vernik kaldırıldıktan hemen sonra istenilen teknik kullanılarak boyama işlemi tamamlanabilmektedir.

Lake Kapılar İçin Boyama Yöntemleri

Lake kapılar, boyanırken diğer kapılarda olmayan özel bir çalışma gerektirmektedir. Buna göre lake özellikteki iç kapılar için boya seçimi selülozik özellikteki ahşap kapı boyası olmak zorundadır. Selülozik içerikteki bu boyalar lake kapıların yeni yüzeyinin daha estetik ve pürüzsüz olmasını sağlamaktadır.

Renkli İç Kapıları Boyama Yolları

Renkli kapıların boyanma işleminde öncelikle kapıyı hazırlamak gerekmektedir. Özellikle koyu renkli iç kapıların boyama işlemi öncesinde astar kullanabilirsiniz. Astar, koyu rengi kapatarak, kişiye boyama işlemi için temiz bir çalışma platformu oluşturmaktadır.

Süslemeli Kapılarda Boyama İşlemi

Kendinden desenli iç kapılarda yapılan boyama işlemi oldukça titizlik gerektirmektedir. Süslemeli kapılar için hem rulo veya fırça kullanılabilmektedir. Süslemeli kapılar iki aşama halinde boyanmaktadır. İlk önce, kapı süsleri bir bant kullanılarak kapatılmalıdır. Kapının süsleme dışında kalan yerleri boyandıktan ve boya kuruduktan sonra bantlar açılmaktadır. İkinci kısımda ise ilk aşamada boyanan yerler kapatılıp, kapı süslemeleri boyanmaktadır. Her iki aşamada yapılan bantlı kapatma işlemlerinde süslü ve boş kısımdaki boyaların renklerinin karışması engellenmektedir.

Açık Renkli İç Kapı Boyamaları

Açık renkli kapıların boyanması koyu renkli iç kapılar kıyasla daha kolay olmaktadır. Beyaz ve krem tonlarındaki kapılarda boyama öncesinde astar işlemine gerek duyulmamaktadır. Ancak bu tondaki kapıların boyanmadan önce mutlaka temizlenmesi gerekmektedir. Kapı üzerinde bulunan kir ve lekeler temizlenmediği zaman, boya sonrasında daha belirgin bir görüntü kazanmaktadır.



Tencere Boyama

Boya alacağınız yere kullanım amacınızı söylerseniz size hangi tür boya, vernik ve gerekli olan malzemeleri almanız hakkında bilgi vereceklerdir. Boyama işlemine geçmeden önce, tencerenin yüzeyini iyice temizlemek gerekiyor.

Tencerenizin ateşe temas eden alt kısmının boyanmaması gerekiyor. Boyama işleminde ponpon fırça kullanabilirsiniz. Ponpon fırçaya fazla boya almadan ve çok bastırmadan hafif dokunuşlarla boyama yapabilirsiniz. Kabarcık olmamasına dikkat edilmeli. İlk katı attıktan sonra, ikinci katın atılması için 24 saat geçmesi gerekiyor.

Dilerseniz, tencerenizin üstüne hazır transfer - dekupaj uygulaması da yapabilirsiniz. En son olarak vernik atmalısınız.


Dekupaj Deseni - Çiçek-3

Görselin çıktısını alıp dekupaj uygulamasında kullanabilirsiniz.

26 Mayıs 2020 Salı

Küvet Nasıl Boyanır?

Uzun süre kullanılan küvetlerde suyun ve sıcaklık değişiminin getireceği ve genellikle gözle görülemeyecek kadar küçük olan aşınmalar ve çizilmeler meydana gelebilir. Bu aşınma ve çizilmeler aynı zamanda küvetin çok çabuk kir tutuyor olmasının da sebebidir. Küvetinizi değiştiremiyorsanız boyayabilirsiniz.

Küvet Boyama işlemi yapılacak olan küvet akrilik olamaması gerekmektedir, bu önemlidir. Boyama işlemi eski yerinden sökülmeyen emaye veya mermerit küvetlere uygulanmaktadır. Kararmış, sararmış, paslanmış emaye veya mermerit ürünlerde durum her ne olursa olsan boyama yapılabilir. Küvet boyamak zor bir işlem değil. Tek yapılması gereken doğru malzeme ile doğru şekilde bu işlemi yapabilmek. Küvet boyası yapmak için kesinlikle selülozik boya, sentetik boya kullanmamanız gerekmektedir. Bu boyalar küvet üzerine uygulama yaptığınızda çok çabuk soyulup dökülür küvet için uygun değildir. Küvet boyası kullanılması gerekir.

Boyamaya geçmeden önce küvetinizi kireç sökücü ve yağ sökücü gibi güçlü ve aşındırıcı maddelerle temizleyin. Sonra küvetin yüzeyi zımpara yapılmalıdır. Bu bittikten sonra iyice temizlenmeli. Boya işlemine geçmeden önce boyanmasını istemediğiniz yerlere bantla kapatabilirsiniz. Fırça ya da rulo kullanarak boyama işlemini yapabilirsiniz. Tek yönde hareketler ile boyama işlemini yapın. Pürüzsüz ince bir kat boya yaptıktan sonra kurumasını bekleyin ve ikinci kat boyama işlemini yapın.

 


Prefabrik Yapı ve Konteyner

Prefabrik yapılar ile konteyner yapılar son kullanıcılar tarafından sıkça karıştırılmaktadır.

Duvar, kapı ve benzeri ekipmanların fabrikasyon şeklinde üretilip daha sonrasında evin yapılacağı beton platform üzerine oturtulan ev tipine prefabrik ev denir.

Konteyner fabrikalarda üretilen modüler yapılardır. Konteynerler fabrikada tüm kullanım yerleri hazırlanıp gideceği yerde sadece düzgün bir zemin üzerine yerleştirilip elektrik ve gerekirse dıştan su bağlantısı ve giderler bağlanmak suretiyle kullanılmaya başlanabilen hızlı çözümler üreten yapılardır.

• Prefabrik yapıların tüm taşıyıcı sistemleri yüksek kaliteli galvaniz çelik saçlardan son teknoloji rollform makinalarında imal edilmektedir

• Prefabrik yapıların duvar panelleri fabrikalarda üretimleri yapılıp sevk edilirler.

• Prefabrik yapıların tüm malzemeleri fabrikalarda ön üretimleri gerçekleştirilip sevk edilirler.

• Prefabrik yapıların sökülmeleri ve tekrar takılmaları mümkündür.

• Prefabrik yapılar söküm takım işlemlerinde zayiat oranları çok düşüktür tekrar montaj imkanı sağlar.

Projesine uygun olarak fabrika şartlarında hazırlanan dış ve iç paneller ile bu panellerin, döşeme ya da çatı sistemlerinin taşıyıcı konstrüksiyonu prefabrik evin yapılacağı yere sevk edilir. Daha sonra Prefabrik evin kaba inşaatı olarak tanımlayabileceğimiz bu karkas sistem yerinde kurulur. Bu sistemin kurulabilmesi için altında tarafınızdan oluşturulacak bir temel sistemine ve bu temel sistemi içerisinde de yine tarafınızdan oluşturulacak pissu drenaj ve topraklama sistemlerine ihtiyaç duyulacaktır.

Prefabrik villa inşaatı sırasında bütün ısı ve su izolasyon sistemleri, çatı kaplamaları, dış cephe kaplama malzemeleri, iç mekan ara duvar kaplamaları ve boyası, elektrik ve sıhhi tesisat alt yapıları, zemin seramik yada parke vs. kaplamaları, kapı pencere doğramaları, mutfak vestiyer gibi sabit mobilyaların tamamının imalat ve montajı yerinden yapılmalıdır.

Prefabrik villa, prefabrik ev, prefabrik yazlık fiyatları içerisinde genelde temel, iç mekan ince inşaat işleri olarak tanımlayabileceğimiz işlerle tefriş işleri dahil edilmemektedir. İşin başlangıcında toplam bir fiyat bütçe öngörüsü yapmak kolay olmayacaktır. Başlangıçta size ekonomik gibi görünen bir prefabrik ev fiyatı aslında sizin ayrıca harcayacağınız para ve zaman ile bu sunulan bütçelerin 2-3 katını bulabilmektedir. Bu sebeple prefabrik ev tercihini yapmadan önce prefabrik evlerin özelliklerini ve kapsamını iyi değerlendirmek hesaplamak gerekir. Sizin tarafınızdan yapılması gereken işlerin listesini ve bütçesini önceden hazırlamak sonradan karşılaşacağınız sürprizlerin baştan öngörülmesi açısından büyük önem taşımaktadır.

Neden Prefabrik?

• Prefabrik yapılar modüler olmasından dolayı daha önceden planlanarak ve ihtiyaçlara göre üretilebilir.

• Prefabrik yapılar diğer yapılara göre çok daha pratik olup çok daha kısa sürede yapılıp teslim edilebilir.

• Prefabrike yapılar diğer yapılara göre daha esnektir ve depreme, zemin kaymalarına karşı dayanıklıdır.

• Prefabrikte odalar, balkonlar, banyolar istenilen yerlere yerleştirilebilir.

• Prefabrik yapıların ısı ve ses yalıtımı diğer yapılara göre çok daha fazladır.

• Her türlü alana ve büyüklüğe göre üretilebilmesi.

• İsteğe göre değişebilen görünüm seçeneklerinin olması.

• İstenmeyen ya da değiştirilmesi gereken bölümlerin çıkarılabilmesi veya değiştirilebilmesi.

• Çevreyi kirletmeden ve etrafa rahatsızlık vermeden oluşturulması.

• Temel gerektirmeden, tek katlı yapılar için zemine atılan grobeton üzerine kurulumu ve çok katlı yapılar için zemine atılan radye temel üzerine kurulum imkanı.

• Prefabrike yapının isteğe göre çatı kaplama malzemesinin ve duvar kaplama malzemesinin ham madde özelliğinden rengine kadar, birbirinden zengin olanakların tanınması imkanı.

• Prefabrikte; trapez saç, single ve kiremit, metal kiremit çeşitlerinin kullanılabilmesi.

• Prefabrik yapıların iç ve dış duvarlarında fiber cement, PVC, yalı baskı, taşonit, sıvalı mantolama ve bisküvi tuğla gibi çeşitlilik sağlayabilmesi.

Prefabrik Ev Alırken Nelere Dikkat Edilmeli?

Prefabrik ev alırken dikkat edilmesi gereken en önemli husus prefabrik evin alındığı firmanın güvenilirliği firmanın yaptırım gücü firmanın prefabrik konusuyla ilgili bilgisi birikimi tecrübesi çok önemlidir. Prefabrik yapılarda kullanılan malzeme kalitesi işçilik ve işçilik kalitesi prefabrik evleri alırken dikkate alınması gereken hususlardandır. Prefabrik yapıyı en uygun fiyata almakla da bitmiyor. Prefabrik yapı bittikten sonraki süreçte müşteri memnuniyeti ve servis hizmeti devamlılık önemli hususlar arasında yer almaktadır. Prefabrik ev bir kez alınabilecek bir yapı olduğu için fiyat hususundan çok kalite güven konularında karşınızdaki firmanın yeterli olup olmadığını iyi analiz etmeniz gerekmektedir.

Prefabrik İle İlgili Merak Edilenler:

Prefabrik evler yaylalarda iklim koşullarının çetin geçtiği bölgelerde kullanılabilir mi? Prefabrik evler yaylalarda iklim koşullarının çetin geçtiği rakımın yüksek olduğu nemli olan bölgelerde gönül rahatlığıyla kullanılabilir. İklim koşullarının ağır geçtiği bölgelerde çatıların eğimleri diğer bölgelere göre daha dik yapılmaktadır. Bu sebeple çatı üzerinde kar kalmamaktadır. Ayrıca prefabrik evlerde tüm taşıyıcı sistemler galveniz çelikten üretildiği için nemden etkilenmez. Bu nedenle yaylalarda prefabrik evler kullanılabilir.

Prefabrik evlerde soba kullanılabilir mi? Prefabrik evlerde diğer yapılarda olduğu gibi soba kullanımına uygundur. Baca sistemleri binanın yan kısmından dışarıya çıkarılmak suretiyle yapılmaktadır. Dışa çıkarılan soba boruları binanın çatı yüksekliğine kadar yükseltilmelidir.

Prefabrik evler her mevsim kullanılabilir mi? Prefabrik yapılar dört mevsim kullanılabilecek şekilde dizayn edilerek yalıtım ve izolasyon malzemeleri kullanılarak son teknoloji makina ve ekipmanlar da imal edilmektedir.

Duvarlara pano asılır mı, çivi çakılır mı? Duvarlara pano asılabilir fakat çiviyle değil akıllı vidalarla asabilirsiniz. Matkap uçlu vidalarla her şey asmak mümkündür.

Prefabrik evler bakım gerektirir mi? Prefabrik evler betonarme yapılar gibi isteğinize bağlı olarak dış cephe veya iç cephe boyalarını zamana bağlı olarak değiştirebilirsiniz.

Soğuk bölgelerde kullanım için uygun mudur? Kar çok yağan bölgelerde uygulama nasıldır? Tüm iklim koşullarında prefabrik yapılar kullanılabilir . Dış duvar kalınlıkları ve iç duvar kalınlıkları isteğe bağlı olarak farklı yapılabilir. Kar yağışının çok olduğu ve uzun süre kara maruz kalan bölgelerde çatı sistemleri kara uygun yapılmaktadır ayrıca çatı eğimleri farklı olmaktadır çelik kontsrüksiyonlarda bu bölgelerde farklılık göstermektedir.

Prefabrik yapıların kullanım ömürleri ne kadardır? Prefabrik yapıların kullanım ömürleri 70 ile 90 yıldır.

Prefabrik yapıların çevreye , insana herhangi bir zararı var mıdır? Kesinlikle çevreye veya insan sağlığına zararlı madde içermez tüm kullanılan malzemeler TSE standartlarına uygun malzemelerdir.

Depremde prefabrik yapılar güvenilir midir? Prefabrik yapılar birinci derece deprem kuşakları göz önünde bulundurularak üretilirler. Yapı elemanlarının birbirlerine bağlantı şekli cıvata ve vidalı sistemlerle olduğu için yıkılma olasılığı önlenmiş olur.

Prefabrik yapı şehir dışında yapılırsa ne yapmak gerekiyor, farklı ekstra ücret ödeniyor mu? Prefabrik yapıların şehir dışı montajlarında montaj ekibinin konaklaması ve yemek ihtiyacı müşteri tarafından karşılanır.

Müşterinin yapması gerekenler nelerdir? Zemin betonu ve hafriyat ve her türlü çevre düzenleme işleri. Zemin ve duvar kaplamaları (şap, seramik, halı, laminant vb). Prefabrik bina iç bağlantısı harici dış bağlantıların yapılması (elektrik, temiz su, pissu). Belediyeden alınması gereken izinler ve ruhsat işleri. Isıtma ve soğutma tesisatları (klima, kalorifer vb).


Ahşap Oyun Evi

En Gözde Fikirler Facebook grubumuzda paylaşım yapan üyelerimizden; 
Ömer Ayşe Yeten‎'in gönderisi. Kızı için yapmış oldukları ahşap oyun evi.



Evin İçi ve Dışı Çiçek Bahçesi


En Gözde Fikirler Facebook grubumuzda paylaşım yapan üyelerimizden; 
Kalbiye Güler'in evinde yapmış olduğu uygulamalar.






Karakalem Çizim

En Gözde Fikirler Facebook grubumuzda paylaşım yapan üyelerimizden; 
Güler Karpuzoğulları‎'nın karakalem çizimlerinden örnekler.






25 Mayıs 2020 Pazartesi

Buzdolabı Nasıl Boyanır?

Buzdolaplarınızı istediğiniz renk tonunda boyayabilirsiniz ve yenileyebilirsiniz. Bunun için gerekli malzemeler.
• Akrilik Boya
• Vernik
• Rulo Fırça
• Fırça
• Maskeleme Bandı
Buzdolabının yüzeyinde toz ve yağ gibi maddeler varsa iyice temizleyin. Buzdolabınızda paslanmış yer varsa paslardan kurtulmak gerekiyor. Paslı yerler zımpara yapılır ve iyice temizlenir. Paslı olan yerlere pas önleyici uygulanır. Kuruduktan sonra boyama işlemine geçilir. Öncesinde, buzdolabının boyanmasını istemediğiniz bölümlerini maskeleme bandı ile kapatın.
Boyayı geniş ve temiz bir kaba dökün. Rulo fırça ile boyamaya başlayabilirsiniz. İlk kat boyama işlemini yaparken boyayı iyice yayarak ve atlama yapmadan boyamaya çalışın. İlk kat boyama uygulaması bittikten sonra boyanın kurumasını bekleyin. 24 saat sonra ikinci kat boyama aşamasına geçebilirsiniz. Yüzeydeki görüntüye göre kaç kat boyayacağınıza siz karar vereceksiniz.
Boyama işlemi bittikten sonra, kaliteli ve dayanıklı bir vernik kullanabilirsiniz. Vernik uygulaması, boyama işleminde olduğu gibi. Dikkat edilmesi gereken, vernik şeffaf olduğundan uygulama yaparken iyi takip edilmeli. Sürülmeyen yer bırakılmamalı. 2 kat vernik atabilirsiniz.